Paylaşmam gereken onca şey varken şu anlık içimden geçenleri yazayım dedim ve bence iyi ettim:))))Bu blog ne makyaj blogu,ne alışveriş,ne de başka bir şey:))Sadece benim blogum,ötesi yok:)))))
Uzun zamandır yazmadığımın farkındayım,ancak bence tam sırası:)Ygs'den sonra Lys arifesinde bu sınavı pekte tınlamadığım aşikar,çünkü gezenti oldum çıktım sayın seyirciler:))))))))Şahane bir haftasonunun ardından Ankara'ya döndüm,dönüşte sesim yoktu o ayrı konu:)))
Cuma gecesi canımın canı Derinimle izmire kadar gidiverdik:))Cumartesi sabah beşte izmirde açtık gözümüzü zaten ben tüm yolculuk boyu derinimin pamuk omzunda paşa paşa uyudum:))Gözümü bir açtım afyon,bir açtım uşak:))
Saat sabahın beşini gösterirken hiç bilmediğimiz bir yerde en çok bildiklerimizle olmak için atladık taksiye ve taa taa taaa taaaaaaaam bornova! Bizimkiler ertesi günden beri beklemişler geceyi beraberce geçirmişler bizde gün yüzünü gösterirken onlara eşlik ettik:)Aaaaoow beklediğimiz yerin azıcık ilerisine bir baktık paaaaaaaaark:))
İçimde ki çocuğu susturamadığımdan ötürü koşturduk parka,iki kayıp beş sallandık:))Hepimiz deliyiz ya,vallahi var bizde çatlaklık:))
Ben ilk defa gidiyorum İzmir'e o bakımdan ne varsa indireyim mideye dedim fazlaca abarttım galiba ama ne yapayım açlık ruhuma işlemiş:)Boyoz boyoooooooooz diye ölürken sağolsun kahvaltı için İmren diye bi mekana gittik cici cici:)Önüme bi getirdiler bildiğiniz poğaça lan bu dedim :D Ben daha değişik bekliyordum ne bileyim ateşli tabaklarda falan olabilirdi yani ahaha:))) Şaka bir yana güzeldi ya ama küçüktü bana yetmedi o yüzden üstüne bi kaç tane daha yedim:D Sonra gelelim kumrusunaaaaaaaa:) Bu sefer de bildiğiniz poğaça arasına konmuş domates peynir :D Bilmiyorum yani ben kumru diye onu yedim bizim İzmirli Gizz kumru o değil çok güzel normalde böyle sosisli salamlı bir şey dedi ama benim yediğimde fena sayılmazdı :D Yalnız ben şunu anladım izmirce diye bir dil olmalı,bildiğimiz simite gevrek diyor adamlar,hele ki çekirdeğe çiğdem:)))))))
Neyse yediğin içtiğin senin olsun bize yaşadıklarını anlat diyenleri duyar gibiyim:)Gelelim asıl saate!Saat 18.00 ı gösterirken vuslata erdik sayın seyirciler:)
Aman Ya Rabb'im..Hayatımda bir yandan bu kadar eğlenirken bir yandan bu kadar üzülmemiştim..İçim gitti içim!Hiç bir dakika geçsin istemedim..Ayrılığın ayak seslerini duymak istemedim,kavuşmaları sevdim..
Gün ışığında açık hava konseri O'nunla olunca mükemmelliğe mükemmellik kattı!Elimi tutar tutmaz doldu gözlerim,kalbimin attığını hissettim,nefes alabildiğimi..Onlarsızken içim alabildiğine çöl..
Tek bir gülüşü,göz kırpışı..Ne bileyim ya nasıl anlatılır ki?Kelimeler sahi yeter mi?29 harfle biter mi duyguların tanımı:)
Aslında öyle sınırlamalara,kelimelere sığdırmaya gerek yok.Şu yazıyı okuyan benimle aynı duyguları paylaşan herkes tam da ne demek istediğimi anladı:)Aynı dili konuşanlar değil,aynı duyguları paylaşanlar anlaşabilir style..
Hayat gibi,yaşam gibi,nefes gibi!
Konser sırasında avaz avaz eşlik edince ses soluk gitti tabii,en son hatırladığım şey mikrofonu uzattığında sesimin vikkk vikk çıkması,benim kendimi zorlamamdı:)Şu kadarını söylüyorum ben bile kendi sesimi duyamadım mikrofonda:))
Ses de feda olsun soluk da!
Benim için her biri unutulmaz dakikalardı,elimde olsa yeniden yaşamak için neler vermezdim...Her bir kavuştuğum günü tekrar tekrar yaşamak isterdim...
Neyse ki bu pazar tekrar kavuşuyor ve hasreti dindiriyoruz:)1 hafta deyip geçmeyin,öyle insanlar tanırsınız ki beni ve bizi anlarsınız..Bizim hasretimiz onlar arkalarını döner dönmez başlıyor,asırlardır görmemişcesine..
Ankara için geri sayıyoruz,Melankolik yolcu kalmasın ahali!
Not:İzmir de mutluluğuma mutluluk katan bir sürü gülen yüze,şahane kalbe teşekkür ederim:))Buraya uzun uzun isim yazmayayım unuttuğum olursa kırılmasın kimsenin kalbi:)Ama siz kendinizi biliyorsunuz ahali:)
Not2:Benim dememle dolma,sizin deyimle sarmalar için ayrı olarak teşekkür ederim uzun uzun ohh miss olsa da yesek yaaa:)
Not3:Diyeceğimi unuttum:)))))